İstişare sırasında sözlerden çok gönüller hemhal olur. Derdimizi birisine açtığımızda ondan hiç düşünmediğimiz ihtimaller, tavsiyeler veya doğrular duymayı beklemeyiz. Çünkü çoğu zaman söylenecek şeyler bellidir. Hakikat tektir; hakkı tavsiye etmenin yolları ve üslubu çeşitli olsa da hakikati tahmin etmek zor değildir. Derdimizi birisine anlatmayı tercih ettiğimizde onun vesilesi ile Allah’ın bize ferahlık vereceğini ve ona ilham edeceği hakikat sözleriyle bize tavsiye vereceğini umarız. Dahası, onun gönlüyle hemhal olan dertlerimizin daha yumuşak, daha ferah bir şekilde bize döneceğini umarız. Söylediği sözler bizim çoktan düşündüğümüz cümleler olsa da o gönülden çıkan aynı sözlerin Allah’ın izniyle bize şifa olacağına inanırız. Bu yüzden istişare edeceğimiz kişinin gönlüne şahit ve kefil olmak çok gereklidir. Madem istişare sünnettir ve madem istişare ederken en çok gönüller istişare eder ve madem ki onun gönlünden bir hayır umarak ona geliriz, o zaman istişare etmek aynı zamanda büyük bir risk barındırır. İstişare ettiğimiz gönülde şifa ve hayır bulabileceğimiz gibi kasvet ve keder de bulabiliriz. Böyle bir gönle açtığımız derdimiz bize daha kara şekilde dönebilir. Derde olan bakışın, sana o derdi verene olan bakışınla çok alakalıdır. Bu yüzden derdime olan bakışıma bir kasvet, umutsuzluk, isyan bulaşmasından çok korkarım. İşte bu yüzden istişare edeceğim, tavsiye alacağım insanları itinayla seçerim. Gönlüne, duruşuna, kendi hayatındaki imtihanlara bakışına, başkaları hakkındaki zanlarına, hayır konuşmasına veya konuşmamasına ettiğim şahitliğe göre seçerim onları. Böylece derdi verene isyan etmeden derdimi kucaklamama yardımcı olacak kişileri bulmaya çalışırım. Çünkü bilirim ki derdini istişare edeceğin kişiyi doğru seçmek şeytanın sana vesvese vereceği büyük kanallardan birisini kapatmaktır.
Zeynep
Yorum yok! İlk sen ol.