Burnumu sevmediğim için de başta hiç düşünmedim kapanmayı. Yüzüm tabak gibi çıkacaktı ortaya, aman Allah’ım!
Benim tesettüre girme sürecim dışarıdan çok farklı gözükmese de, benim için farklı bir süreçti. 2015 yılının ağustosunda girdim tesettüre. Onuncu sınıfa geçecektim. Bir önceki yaz tesettüre girmek için çok düşünmüştüm ama vazgeçmiştim. Babam da örtünmemi istiyordu fakat annem açılacağımı düşünüyordu. Haklıydı belki de, bilmiyorum 🙂 Ailem dindar sayılabilecek bir aile olmasına rağmen arkadaş çevrem tam zıttıydı. Liseye geçerken imam hatibi bir kez bile düşünmedim. Lisedeki arkadaşlarımızla da “asıl onlardan korkacaksın” diye dalga geçtiğimizi bile hatırlıyorum, çok üzücü. Toparlayacak olursam, örtünmek manasında ailem tarafından çok sıkıntım yoktu ilk zamanlarda, fakat arkadaş çevrem oldukça zıt görüşlüydü. Okul anlamında ciddi sıkıntılar çektim. En büyük sıkıntım da bendim zaten.
14-15 yaşlarında, ergenliğimin zirvesinde çirkinlik kompleksine girmiş bulunmaktaydım. 🙂 Saçlarını önüne alıp yüzünü gizlemeye çalışan, kendi arkadaş çevresi dışında doğru düzgün iletişim kuramayan biriydim. Özgüven eksikliği vardı yani. Burnumu falan sevmediğim için de başta hiç düşünmedim kapanmayı. Yüzüm tabak gibi çıkacaktı ortaya, aman Allah’ım :)) Fakat sonradan sonraya gerçeği idrak etmeye başladım. Örtünün gerçek amacını anlamaya başladım. Sadece baş örtmekten ibaret olmadığını anladım. Ben tesettüre girmeden önceki hayatıma “cahiliye devrim” diyorum. Tesettürsüz olduğum için değil, idraksiz olduğum için.
O yaz tevâfuken bir arkadaş edindim. O tesettürlüydü. Ona olan sevgim beni bu konuya daha da ısındırdı. En sevdiğim kuzenimin telkinlerine kulaklarımı açmaya başladım. Teyzemin düğününün ertesi günü, tüm akrabalarım da gelmişken, başıma bir yazma alıp kapandığımı söyledim. Herkes mutlu oldu tabi. Fakat asıl mesele arkadaşlardı.
Bir hafta sonra feracemi aldım. Çok sevdim böyle olmayı, çok huzurlu bir dönemdi benim için. Çok hızlı alıştım. Sonrasında okul başladı. Her şeyi göze alarak girmiştim tesettüre. “İnsanların beni çirkin görmesi umrumda değil” diyerek; Rabbime şükürler olsun ki bu kompleksimi aldı götürdü aklımdan. Yeni örtülü halim için ailemden arkadaşlarıma kadar herkes güzel yorumlarda bulundu. Okulun ilk haftası yine ferace giymiştim, nöbetçi öğretmen bana bu haftadan sonra böyle gelemeyeceğimi söyledi. Tabii normal bir söyleyiş değildi bu, yaşayan bilir. Ben de “eğer kurallarda böyle bir ibare varsa gelmem” diye karşılık vermiştim hocaya. Kendime güveniyordum, kapalı olan müdür yardımcımıza koştum hemen, aslında daha çok ona güveniyordum. Memur odasındaymış. Hemen gidip anlattım durumu, içimdeki formayı gösterdim. Hırkadan farkının ne olduğunu sordum. Giymek istediğimi söyledim. O da “giyebilirsin tabii ki.. ama dışarda” deyip bastı kahkahayı diğer memurun yanında.
Gözyaşları içinde eve döndüm. Sinirden titreyerek milli eğitime öğretmen ve müdür yardımcısı için şikayet e-maili attım. Annem atmamı hiç istemedi. Başına bir bela alacaksın dediler. Bir de onlarla tartıştım. O haftadan sonra uzun trençkotla idare etmeye çalıştım ama kendimi çok kötü hissediyordum. Bazı hocalarım ders anlatırken bir kez bile gözüme bakmadı. Onlara inatla soru sordum. Varlığımı onlara kanıtlamaya çalıştım hep. “Ben burdayım, ben bir insanım” dedim. Kısa bir süre sonra müdür yardımcısı sınıfa geldi. Beni koridorda bir köşeye çekip, yüzüme yaklaşıp “ben öyle dememişimdir, ben de kapalıyım öyle der miyim, formanı giy içine demişimdir” dedi. Sinirden ağlamak üzereydim, sadece “haklısınız hocam” diyebildim.
Başka hocalarla ferace tartışmaları, bana yapılmaya çalışılan dokundurmalar, dışlanmışlık hissi… Bunların hepsine bir dönem katlanabildim sadece. Doğru düzgün Kur’an-ı Kerim okumasını bilmeden imam hatibe geçtim. Allah yolumu açtı, kolaylıklar verdi. 2018’de mezun oldum ve hayatımın en en en güzel yıllarını o zamanlar geçirdim. Bu süre zarfında da çarşafa girmek istedim fakat ailem izin vermedi. O dönem de baya tartışmalı geçti benim için. Ama helale haram yoldan gidilmeyeceğini bildiğim için ailemi kırmamaya özen gösterdim. Şimdi bunların hepsi geride kaldı, kalıyor. Örtünmeye korkup, örtü için savaşlar vermek… Yaşarken ağır geliyor ama insanı bunlar büyütüyor. Önemli olan güzel ve İslam dolu bir kalp için çalışmak, bunları da örtüyle taçlandırmak. Tesettürden sonrasında ise hepsi daha lezzetli..
Yorum yok! İlk sen ol.