Değişim bir hedef doğrultusunda yapılırsa dönüşümdür. İnsanın bir amacı olmalı. Bu amacı doğrultusunda da hedefleri…
Pandemi zamanında hayat durmuş gibiydi. Ben de gayet hareketli bir sektörde çalışıyordum. Uzun seyahatler yapar, değişik ülkeler görür, farklı insanlar tanırdım. Türkiye’de olduğum zamanlarda ise ya spordaydım ya da alışverişte. Ailemle çok sıkı görüştüğüm söylenemezdi, iletişimsiz de değildik. Birbirimizi daha çok sosyal medyadan takip ederdik.
Pandemide eve çakıldık. Her yer kapandı. Bizim sektörde işler baya azaldı. Zamanımın çoğunu diğer insanlar gibi evde geçirmeye başladım. Spora devam ettim. Tüm hocalar online ya da hiç olmadığı kadar uyguna ders veriyorlardı. Tabi eski maaşlar yoktu ama sevdiğim tüm eğitmenlerin derslerine katılmaya çalışıyordum. Pilates derslerine, yoga derslerine devam ettim. Herkes gibi evde üretmeye başladım. Sonra kitap okumadığımı fark ettim. Bazı kitapları sipariş verdim ama çoğu beni sarmamıştı. Acaba ne okumayı severdim ki! Oldum olası tasavvufu ve dini konuları severdim. O sırada bazı kalp kırgınlıkları, bazı ihanetler ile karşılaştım. Yıkımlarım oldu, yalnızlıklarım oldu, bununla birlikte fark etmelerim başladı. O hayatın hızından ve süsünden sıyrıldıkça başka şeyler görünür olmaya başlamıştı ben de…
Bu hayattaki amacım neydi? Sahi insanın bu hayattaki en önemli varoluş sebebi neydi?
Bununla ilgili çevremdeki insanlarla konuşuyor, birileri Allah’tan bahsedince tüm sesleri kesiyordum. Sabaha kadar onunla ilgili konuşan herkesi dinleyebilirdim. Yüksek bir açlığım vardı; O Rab kimdir, onun özellikleri nedir, ne için yarattı bizi ve bizden ne istiyordu. İnsan kimdi? İnsan kendini tanıdıkça Rabbini de tanır mıydı? Evet çocukluğumda namaz kıldığım kısa bir süre, Kuranı kerimi Arapça okuyabilecek kadar bir eğitim almıştım yaz tatillerinde. Ama Kuran Bana Ne Diyor? Bunu hiç düşünmemiştim. RABbim beni muhatap almış, peygamberini vesile kılmış, bana bir şey anlatıyor, acaba ne demiş, düşünmemiştim. Neden insan namaz kılar, neden oruç tutar bunları irdelememiştim. Uzayın sonsuz olduğu saçmalığına hiç inanmamıştım gerçi. Her şey iç içe olmalıydı. Fakat RABbimi insanların çoğunluğu gibi, gerçekten tanımıyordum. Bazı zor zamanlar geçirdikten sonra, bu hayatta bir şey olamadım, bari kul ol dedim. Ne bileyim bu hayattaki en büyük amacımızın O’na kul olmak olduğunu… Samimi kullarından olmak…
Kuran-ı Kerim siparişleri verdim. Okumaya başladım, ilk pek anlamadım. Sanki birbirini tekrar eder gibiydi. Sonra tarihi bilmek lazım, Siyer’i bilmek lazım, Sireti Enbiya’yı bilmek lazım dedim. Başladım Muhammed Emin Yıldırım’la Bekir Develi’nin sabah programlarını izleyip, öğrenci gibi not almaya. Akşam erken yatıyor sabah erken kalkıyordum. Okudukça okuyor, dinledikçe dinliyordum. Kimsenin haberi olmadan sabah namazları ile başladım. Sonra ona yavaş yavaş diğer vakitler eklendi. Bana zarar veren her şeyi birer birer bırakmaya başlamıştım. Yaşam şeklim değişiyordu.
Nötr ’de her insan RABbini bilir. Nötr de her insan RABbine döner. Yeter ki insanın yaşam şeklini uygun hale getirin.
Bu arada bir arkadaşımın tavsiyesi ile bir eğitime de başlamıştım. Bu bir din eğitimi değildi tabiki. Ama Gerçekliğin İlmi, ayırt eden bir eğitim. Benim RABbime ilk dualarımdan biriydi, “RABbim bana gerçek ile sahteyi ayrıştıran ilmi nasip et!” diye. Hiç geciktirmedi elhamdülillah. İnşALLAH. Böylelikle hayatın her alanında gerçek ne, sahte ne, fayda ne, zarar ne… ayrıştırmaya başladım. Bu elbette ölene kadar devam eden bir süreç. Hiçbir zaman alimliğimiz cahilliğimizi geçemeyecek. Her bilenin üstünde bir bilen mutlaka var. İnşALLAH devam ediyor. Kandırılmaz insan nasıl olunur, aslında işler nasıl dönüyor öğrenmeye başlamıştım. Kuran’ı Kerim’i daha iyi anlamaya başladım. O tüm zamanların, tüm insanların, tüm mekanların ana kitabı. Sözleri tüm zamanları aşıyor, dünü, bugünü, geleceği kapsıyor. Okudukça açıyor, sen açıldıkça o daha da açılıyor. İnanılmaz bir şey…
Annemlerle yaşamak için evimi kapadım, yanlarına taşındım. O süreçte sigarayı da bıraktım, gereksiz alışverişleri azalttım. Kredi kartını kapattım. Siz değişince çevreniz de değişir. Eski arkadaşlarım gitti, başkaları geldi. 🙂 Aynı amaç etrafında olan insanlarla birlikte olmaya başladım. Sıra işimi bırakmaya gelmişti. Bu biraz daha uzun sürdü ama yaşam şeklime uymayan onu da bıraktım. Şimdi başka bir işim var. Yavaş yavaş giyim şeklim değişmişti. Küçük kıyafetler adım adım uzadı, bollaştı, daha samimi ve kadına layık kıyafetleri tercih etmeye başladım. Gardrobumu değiştiriyordum. İşi bıraktıktan tam 9 ay sonra baş örtümü de sonunda taktım. Bu tam bir doğum sancısı gibiydi… Peki buna nasıl karar verdim? Bunu egoma uygun hale nasıl getirdim.
Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
Evvela insanın şunu bilmesi gerekiyor. Allah, kuluna bir şeyi “yap” diyor ve bir şeyden “sakın” diyorsa, kesinlikle ama kesinlikle bunun altında yatan muazzam bir fayda var. Haram dediğimiz şeyin altını çizmek lazım. Haram, insanın zararına olan, ona toplamda zarar veren, insanın onu yapmasıyla dünyasında anda değil ama, toplamda kesinlikle zararını göreceği şeydir. Dolayısıyla yap dediklerinde 1 hayır yapma dediklerinde 1000 hayır olduğuna şahitlik getirdiğimden, bir kadının kapanmasının arkasındaki hakikati gördüm. Size bu dünyadaki tüm erkeklerden ve kadınlardan, tüm yaratılmışlardan fazla değer veren, aslında insana değer veren, sadece RABbiniz olan ALLAH’tır. Allah kadına çok değer veriyor. Onu daha hassas, nazik ve kırılgan yarattı. Bu demek değildir ki erkekten güçsüz. Hayır alanlarında ondan daha güçlü fakat erkek başka alanlarda güçlü. Bu doğada da böyledir. Dolayısıyla kadının değerini yaratan ALLAH onun ihtiyacını en iyi bilendir. Siz çok değerli olan bir şeyinizi ortalıkta bırakır mısınız? Değerli olan gizlidir. Ve Allah’ın hiçbir şeye ve hiç kimseye muhtaçlığı yoktur. Bir kadının örtüsünün Allah için değil, kadının kendisinin faydası için vardır. Ve Allah tavsiye eder. İrade verilen insan tercihini yapar. Ve her tercihin bu dünyada nasıl karşılığı varsa ahirette de karşılığı vardır. Dolayısıyla bir cennet değil, birkaç cennet, bir cehennem değil birkaç kademe cehennem vardır. Allah çünkü adaletlidir. Siz sınavda 100 alan ile 30 alanı aynı üniversiteye koyar mısınız? Bu ancak adaletsizlik olurdu. Bunun gibi bana yap dediği ne kadar yapar ve yapma dediklerine ne kadar yapmaz da yaklaşırsam o kadar iyi. İnsan sevdiğine yakınlaşmak ister. Çabam onu razı etmek ama dediğim gibi benim buna ihtiyacım var. Rabbimin değil. O her şeyin sahibi. Dilese herkesi Müslüman eder. Ama Allah yarattığı gibi değil. İnsana irade verdi, başka hangi canlıya irade hakkı tanınmış?
Dolayısıyla insan örtüyü örtünce çirkin olacağını düşünüyor. O güzellik algısının gideceğini düşünüyor. Tam tersi. Yaşayınca tam tersini görüyorsunuz. Özgürlük sadece RABbine kul olmaktır, dünyadaki tüm insanlara değil. Hangisi daha yorucu…
İnsan belki bir anda örtüyü örtemeyebilir. Ama buna yakınlaşabilirsiniz. Yavaş yavaş. İlk önce etek boyu uzar, tişörtün kolları uzar. Gardrop değişmeye başlar. Burası bir yoldur. Ve siz ilerledikçe o yol kısalmaya başlar. İnsan yeter ki RABbine yaklaşmayı istesin. O kadar güzel dizayn ediyor ki… Elbetteki zorluk var. Ama hangi iyi şeyin önünde zorluk olmadı ki. Hangi sınavı ders çalışmadan kazandınız. Hangi fit vücudu spor yapmadan ve yemeyi düzenlemeden elde ettiniz mi. Muhakkak der ki O, “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.”
Müslüman aktiftir, fittir, neşelidir ve Mutludur.
Sporuma devam ediyorum, yürüyüşlerimi yapıyorum, insanın güçlenmesi imanen olduğu gibi bunun bedenle de ilişkisi olmalı. Müslüman sağlıklıdır, dinçtir, esnektir; uyuşuk değildir. Hedefsiz hiç değildir. İnsanın gerçek bir amacı olunca ona uyumlu gerçek hedefleri de oluyor. Oyalanmıyor. Seni süreçte tutuyor. Her iki dünyasında da mutlu oluyor, başarılı oluyor. RABbim dosdoğru yolundan ayırmasın, dosdoğru yolunda karşılaştığı insanlarla hoş beş etsin… Bu hayattaki amacımı bulmuştum. OL deyince olduran RABbim, o izin vermese hiçbir şey yapamaz, onu bulamazdım da. Şükür ki bana bunu nasip etti. Elbette ki onun samimi kullarından olma serüveni ölene kadar devam ediyor. Netice de mükemmel olan, Subhan olan sadece O!
En Doğrusunu RABbimiz bilir, der sözü ona bırakırım. Tüm sözlerin sahibine. İyi ki varsın. Ya seni tanıma fırsatı vermeseydin, hiç var etmeseydin beni?
“Gecenin karanlığındaki dinginliğine, RABbin seni bırakmadı ve sana darılmadı. Senin için gelecek, geçmişten hayırlı olacak. Yakında RABbin sana verecek, sen de hoşnut olacaksın…”
DUHA SURESİ
“Samimi Olmaya çalışan birinden.”
Yorum yok! İlk sen ol.