“Farkında değiliz belki ama medya sayesinde kadının giyimi kuşamı, evi, çalışma hayatı, düğünü, evliliği, anneliği, eşiyle iletişimi, hep sömürgeci zihniyet tarafından düzenleniyor ve tek tipleştiriliyor. Kadın bu düzen içerisinde özgür bir köleye dönüşüyor.“
Modern çağda aile ve toplumdaki roller yeniden yazılırken, din ve gelenek kaynaklı kavramlar köklerinden koparılıp yepyeni bağlamlarda kullanılırken elbette kadına dair de evrensel bir değişim yaşanıyor; kadın hızla değişiyor. Sistem ve modernizm onu kendi olmaktan uzaklaştırıyor. Onu istediği tipe dönüştürmek için sahip olduğu tüm eski özelliklerini, değerlerini elinden alıyor ve onu istediği biçimde inşa ediyor.1
Eskiden sahip olunan fikirlerin ve değerlerin yerine yenilerini koymak güçken artık günümüzde sosyal medya ile bu değişimi sağlamak çok kolay. Çünkü insanlara empoze edilmek istenen fikirler elektronik bir kutunun içinde saklı ve neredeyse bir ‘tık’ uzağımızda. Küçük kız çocukları çizgi filmlerdeki prensesler gibi olmak isterken, genç kızlar instagram/twitter’da takip ettiği ünlüler gibi giyinmek, youtube’da izlediği fenomen gibi makyaj yapmak, dizilerde izlediği başrol kadın oyuncu gibi özgür ve güçlü(!) olmak istiyor.
Peki, bu genç kız büyüyüp yetişkin bir kadın olunca ne yapıyor dersiniz? Hayatın gerçekliğiyle ve hayallerinin sahteliğiyle yüzleşiyor, bu yapının ona sağladığı toplumsal imkan ve özgürlüklerin aslında onu yalnızlaştırdığını ve köksüzleştirdiğini görüyor. Bu hakikati ayırt edemese bile, yaşadığı depresyonlarla bunu derinden hissediyor.
Farkında değiliz belki ama medya ile kadının- iradesi yokmuş gibi- moda, alışveriş dünyası, televizyon dizileri, reklamlar, müzik, sinema gibi vasıtaların desteğiyle giyimi, kuşamı, evi, çalışma hayatı, düğünü, evliliği, anneliği, eşiyle iletişimi, hep sömürgeci zihniyet tarafından düzenleniyor ve tek tipleştiriliyor. Kadın bu düzen içerisinde özgür bir köleye dönüşüyor. Geleneklerin ve dinin eski ve işe yaramaz olduğunu düşünüyor fakat öte yandan da modern dünyanın dayattıklarına güç yetiremiyor ve iki arada kalıyor, kendisine sunulanlarla bezeli sahte ve kişiliksiz bir ruha sahip oluyor.
Modernite kargaşası içerisinde kadın, aslında istismar edildiğinin farkına varamıyor. Mesela, önceden sanat, baktığında insana huzur veren, güzellikleri yansıtan, iyi hisler uyandıran yahut kişiye toplumsal gerçeklikleri yansıtarak farkındalık kazandıran bir aracı iken günümüzde sanat, seksüalitenin bir aracı haline dönüştürüldü ve kadın burada da modernitenin çıkarları doğrultusunda cinsel bir obje gibi istismar edilir hale geldi.
Öyleyse, böyle bir çağda Müslüman bir kadın nasıl var olabilir? Kadının yapması gereken belkide ilk şey kendini tanımaktır. Bence kadın, kendi kimliğini İslam ilmiyle inşa etmeli, fıtratını keşfetmeli ve kendisine dayatılan bu düzeni reddedecek iradeye sahip olmalıdır. Tüm bunları gerçekleştirebilmek için de çok okumalı, kültürel ve sosyal gelişmeleri yakından takip ederek araştırmalar yapmalıdır. Aksi takdirde yeni kurulan düzendeki kadının rolüne geçirilen ince modernizm perdesini görmek ve onu tüm hücreleriyle tanıyıp ayırt edebilmek mümkün değil.
Modern çağda kadın okuyup araştırarak İslam ilmiyle kendi bilincini inşa ettikten sonra sosyal medyadaki mutlulukların sahteliğini, dizilerdeki kadın erkek ilişkilerindeki yavanlığı, modern ve çağdaş kadın karakterinin içi boş oluşunu fark edecektir. Böylesi bir Müslüman bilinçle asıl örnek alınması gereken kadınlarla günümüzde bizlere sunulan yeni evrensel kadın modeli arasındaki farkları derinden hissedecektir.
Genç yaşında İslam’a dair derin ilimler öğrenen, zekası ve ilme merakıyla bilinen Hz Aişe’yi, zor durumlardaki dayanıklılığı ve feraseti ile anılan Hz Fatıma’yı, teslimiyeti ve kararlılığıyla nam salmış Hz Meryem’i tanıyıp modern kadın ile kıyaslayınca aradaki inanılmaz farkı görmemek mümkün değil. Modern dünya sağladığı sosyal, ekonomik ve toplumsal haklarla kadını görünürde özgür kılsa da ruhunu köleleştirmiştir. Kadının ayağına takılan bu sırlı zincirlerden kurtulabilmesi için İslam’ı doğru tanıması ve hayatını anlamlandırması gerekir.
Rabbim hepimize Furkan bilinç ve ilim sevgisi nasip eylesin,
Vesselam.
Saadet T.
1 Kadın, Ali Şeriati
Çok haklısınız, kendini tanımayan illaki bir şeylerin kölesi oluyor. Güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık.